GERÇEK İNCİNİN TARİHİ
İncinin tarihinin sandığımızdan çok daha eskilere dayandığını biliyor muydunuz? Bu kez tarih derken gerçekten tarihin ilk zamanlarına kadar gideceğiz.
Tarihin en eski zamanlarında arkaik toplumlara baktığımız zaman inciye ilişkin çeşitli efsanevi ve ışıltılı anlatılar bulabilirsiniz. İnciler bugün olduğu gibi geçmişte de büyük ışıltılı bir serüvene sahip olmuşlardır. Özellikle Çin ve Japon mitolojisinde inci oldukça kutsal bi niteliktedir ve tanrısal bir parça olarak kabul edilir.
Çin ve Japon mitolojisinde Tanrısal bir güç olarak kabul edilen çeşitli değerli taşlar, mercanlar ve inciler insanlar tarafından hep aranan ve bulunduğu zaman saçtığı ışıltısı ve enerjisi ile insana iyi şeyler getiren bir nesne olarak kabul edilmiştir.
Bu mitolojik anlatılarda sularda yaşayan ejderhalar Tanrısal bir güç olarak kabul edilmiştir ve incilerin bu ejderhalar tarafından tükürüldüğüne inanılmıştır. Çin mitolojik anlatılarında ejderhalar birbirleriyle savaşırken çeşitli ateş topları ve inciler yeryüzüne düşer ve düştüğü bu yerde verimli su kaynakları oluşurdu. Ejderhaların ağızlarında ve boğazlarının alt kısmında bulunan bu inciler yeryüzünde birçok şeyden daha değerli kabul edilmiş ve bu toplumlarda zenginliğin sembolü olmuştur.
Bu nitelikleri sebebiyle inciler kralların ve kraliçelerin kullandığı değerli mücevherler arasında olmuştur.
Asur ve İran krallarının da çeşitli inciler kullandığı bilinmektedir. Aynı zamanda çeşitli Tanrı ya da Tanrıçaların isimleri de inci ile nitelendirilmiştir.
Bununla birlikte inci Ay ve Güneş tanrılarıyla da yakından ilişkilendirilmiş ve insanların üzerindeki büyük etkileriyle bilinmiştir.
Romalılar ise istiridyeye "porci" adını vermişler ve porselen kelimesi de buradan türemiştir. Günümüzde olduğu gibi geçmişte de incilerin bulunması zordu ve inciler değişik varlıklar tarafından sularda korunmuştur. Köpek balıkları ise bunlardan birisidir.
